Pazarcıklım

Bu nasıl güzellik, bu nasıl bir bakış, Nemrut Dağı'ında güneşin doğuşunu seyreder gibiyim Pazarcıklım. Yüzüm ağustos güneşi gibi sıcak, gözlerin huzur denizi fakat bu aşk ateşini sen söndürürsün ancak. Nefesin yayla rüzgarı gibi Pazarcıklım. Uzak durma benden, birbirimizden uzak değiliz ki aynı topraklarda can bulmuşuz Pazarcıklım. Öyle tarifsiz bir güzelliksin ki Çamlıca'dan İstanbul'u seyreder gibiyim Pazarcıklım. Aslımı sorarsan Elbistan Kantarma'dan gelmişim. Canları canıma can, dostu dost bilmişim. Ne zalime eğilmiş ne hainlik etmişim. Bir tek, bir tek sana yanmışım Pazarcıklım. Bir tek sana yandım. Kaşın gözüne vuruldum, pınar idim duruldum. Dön gel artık Pazarcıklım, hasretinden yoruldum. Ben en güzel yaylasında, Koç dağında alışmışım bu sürgün hasrete Ve yoksulluğun rüzgarına kapılmış, rüzgar gibi savrulmuşum gurbete. Sevincim senin olsun, yüreğimde kalsın acım, Seninle mutlu olmaktır tek amacım Sırtımızda sevdamız adam gibidir Özümüz neyse sözümüz odur Pazarcıklım. Ben Mahsuni de Nurşani de emekçide İsyanım hasretim gurbetim Sana olan sevdam tek servetim Gel tut elimi gidelim Pazarcıklım. Aslımı sorarsan Elbistan Kantarma'dan gelmişim. Canları canıma can, dostu dost bilmişim. Ne zalime eğilmiş ne hainlik etmişim. Bir tek, bir tek sana yanmışım Pazarcıklım. Bir tek sana yandım. Kaşın gözüne vuruldum, pınar idim duruldum. Dön gel artık Pazarcıklım, hasretinden yoruldum.